Ressam ve Karikatüristler 2

       Sanatı ve sanatçıyı, özellikle de resmi ve resim sanatçılarını çok önemseyen biri olarak bu sayfada, profesyonel ressamların yanı sıra amatör olanlara da yer verdim. Böylece bu alandaki her emeğin elimden geldiğince gün ışığına çıkmasını istedim. Çünkü ülkemizde sanata ve sanatçıya daha çok değer verilmesi gerektiği düşüncesindeyim.

       Sayfadaki  resimler  slayt  biçiminde  sunulmuştur.  Bu resimlerin tümünü, üzerini çift tıklayıp farenin sağ tuşunu kullanarak “Kopyala seçeneğiyle  bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

 

          KAMER DAĞKIRAN (1967 – )

       1967’de   Akdağmadeni’nde   doğdu.   İlk  ve  ortaokulu  memleketinde  okudu.  Kendi anlatımıyla 20 yaşına kadar Akdağmadeni’nin o güzel ortamında bulundu. Evlenince Ankara’ya geldi. Liseyi Ankara’da dışarıdan sınavlara girerek eşinin de katkısıyla bitirdi.

       Başlangıçta  resim  yapmayı  hiç  düşünmedi.  Hatta  ortaokulda   resimlerini   ağabeyi yapardı. Daha çok fotoğraf çekmeyi seviyordu.

         1987  yılında  Ankara’ya  gelince  fotoğraf  kurslarına  katıldı. Karma bir sergisi de oldu. Ablası Selma Bora’nın Ulucanlar Sanat Sokağı’nda atölye açması ve desteğiyle resim çalışmalarına başladı.

        Ablasının  açtığı  sergiler  onun  uğrak  yeri oldu.  Ablasının  ona  her  seferinde, “Yaparsın Kamer.” demesiyle resim yapmaya başladı. Kendini daha da geliştirmek için resim, ahşap ve noktalama dersleri aldı. Noktalama tekniği kendisine daha yakın geldi.

       Çalışmalarını   tanıtmak   için   karma   sergilere  katılmaya  başladı.  İlk  karma  sergisi Esenboğa Havaalanı’nda oldu. Bu ilk sergisi onun için çok gurur vericiydi. Ardından Ulucanlar Sanat Sokağı’nda, Bilimsel Koleji’nde ve Ankara Kulübü Konağı’nda karma sergilere katıldı. Ankara Kulübü Konağı’nda sergilediği ve  noktalama tekniğiyle yaptığı Atatürk tablosunun satılması cesaretini artırdı.

        Evli   ve   iki   çocuk   annesi   olan,   hâlen  Ankara’da  oturan  Kamer  Dağkıran,  sıkça Çamlıdere ilçesine gidip fotoğraflar çekmekte ve resim çalışmalarını sürdürmektedir.

        Resimleri:

 

          KENAN EROĞLU (1950 – )

        Ressam.  1950  yılında  Yozgat’ta  doğdu.   1957-1971   yılları   arasında   ilk   ve   orta öğrenimini Yozgat’ta tamamladı. 1971’de girdiği, daha sonra adı Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi olan Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nin Ekonomi-Maliye Bölümü’nü bitirdi.

        Resim ve desen çalışmalarıyla tanındı. Özellikle ahşap yakma resimleriyle dikkati çekti. Resim ve desenleri; 1970’ten bu yana ” Türk Edebiyatı, Töre, Ocak, Milli Eğitim ve Kültür, Doğuş, Konevi, Erciyes, Birliğe Çağrı, Kutlu Doğum, Yozgat Divanı” gibi çeşitli kültür, sanat ve edebiyat dergilerinde yayımlandı. Bunun yanı sıra bir kısım kültür ve edebiyat dergilerinde ve mahalli gazetelerde yazılar yazdı. Yozgat Türk Ocakları’nın kuruluşunda yer aldı ve bir süre başkanlığını yaptı. Ayrıca, mahalli RTV66 televizyon kanalının kurulmasını sağladı. M. Celal Kapusuzoğlu, Memduh Şenol, Dr. Mehmet Güneş ve Hüseyin Çelikcan gibi şairlerimizin şiir kitaplarının kapak desenlerini çizdi.

       İlk  sergisini  2000’de  Yozgat’ta  açtı.  2004’te   “ahşap  yakma”  ve  “sulu  boya” tekniği ile yaptığı resim çalışmalarını Ankara’da sergiledi. Son olarak 2006’da “Eski Ankara ve Beypazarı Evleri” konulu ahşap yakma tekniği ile yapılmış resimlerini Beypazarı’nda sergiledi.

         Resimlerinden bazıları:

         MURAT ŞAHİNGÖZ (1976 – )

      Ressam,  şair,  fotoğrafçı.  1976’da   Yozgat’ın   Sarıkaya  ilçesinin  Tepedoğan köyünde doğdu. İlkokulu Tepedoğan’da, ortaokulu ve liseyi Sarıkaya’da okudu. Askerliğini yaptıktan sonra kitapevlerinde, matbaalarda çalıştı, elektrik işleriyle uğraştı. Bu arada küçük yaştan beri ilgi duyduğu resim çalışmalarını sürdürdü.

      2001’de   Fransa’ya   yerleşti.   Eğitimini  orada  sürdürerek  elektrik,  sanayi,  inşaat  ve endüstri bölümleri diplomalarını aldı. Kendine meslek olarak elektrikçiliği seçti. Bu arada resim eğitimi aldı. Kısa süreliğine resim dersleri verdi. Ayrıca şiir ve fotoğraf çalışmalarını sürdürdü. Daha sonra şiir ve fotoğraf çalışmalarını bırakarak kendini tümüyle resim çalışmalarına verdi. Fransa’da düzenlenen resim çalışmalarında dereceler kazandı. İki de resim sergisi açtı.

        Sanatçı, yaşamını Fransa’nın Clermont Ferrand Kentinde sürdürmektedir.

        Resimlerinden bazıları:

        NARİN IŞIK (1964 – )

      1964  yılında  Yozgat’ın  Yerköy ilçesine  bağlı  Aşağıelmahacılı  köyünde  doğdu. 3 yaşındayken geçirdiği çocuk felci nedeniyle yürüme sorunu yaşamaya başladı. Olanaksızlıklar nedeniyle gereken tedaviyi göremedi. Zamanla bacaklarını kullanamaz duruma geldi.. O bu sıkıntılarla boğuşurken babası da bir trafik kazası sonucu yaşamını yitirdi.

       Narin  Işık,  20  yaşına  dek  köyünde  kaldı; daha sonra ailesiyle Yerköy’e taşındı. Annesini de yitirince 2009’da Yozgat Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde kalmaya başladı.

        2006  yılına  dek  ellerini  kullanabiliyordu.  Aynı yıl ağabeyi yaşamını yitirdi. Bu ara bir kalp krizi geçiren Narin Işık, o günden sonra ellerini kullanamaz oldu. 2007’de de kollarını kullanamaz duruma düştü. Dolayısıyla artık kendi işlerini yapamaz oldu.

      Kendiyle  barışık  bir  insandı.  Çevresindekilerle her zaman uyum içinde yaşadı. Evde sürekli kitap okudu, şiire yöneldi.  Bu arada sulu boya ve karakalem çalışmaları da yapıyordu. Yozgat Rehabilitasyon ve Bakım Merkezinde kalmaya başlayınca resim çalışmalarını hızlandırdı. Pek çoğu yağlı boya olmak üzere, birbirinden güzel resimler yaptı. Resimlerinde ağırlıklı olarak doğa konusunu işledi.

       Bedeni tümüyle bitikti, ancak beyni ve ruhu çalışmaktaydı. Yazgısını kabullenip bir köşeye çekilmek istemiyordu. Yaratmayı ve üretmeyi sürdürmeliydi. Boş durmamalıydı hiçbir zaman. Tüm engelleri aşmalıydı, daha doğrusu engelleri yaratmaya, üretmeye bahane olarak görmemeliydi. Bu düşüncelerle çalışmalarını sürdürdü.  El ve ayaklarını kullanamadığı için resimlerini ağzıyla yapıyordu. Gerçekten zor bir uğraştı onun için. Ama severek yapıyordu bunu. Sürekli ileri gitmek istiyordu. Bu istek, onu çok sayıda resim yapma başarısına ulaştırdı.

        Resim çalışmaları yanında eğitimini de aksatmadı ve açık öğretim lisesine girdi.

        Şimdiye  dek  katıldığı  birkaç  karma  resim  sergisi  dışında,  iki  de  kişisel  resim  sergisi  açtı.  2018’de  açtığı ilk kişisel resim sergisinin gelirini Mehmetçik Vakfına bağışlayacağını duyurdu. Son sergisini 2019’da açtı. Bu sergide 103 yağlı boya resme yer verdi.

     Narin  Işık’ın  en  büyük  üzüntüsü,   ekonomik   zorluklar   içinde  yaşamını  sürdürmek zorunda olmasıydı. Parasal sıkıntı içinde olduğundan yanına bir yardımcı alamamak resim çalışmalarını büyük ölçüde aksatıyordu. Elinde çok sayıda resim vardı, ancak bunları birkaç kişisel sergi açmak dışında istediği gibi değerlendiremedi. Belki bir yardım eli uzanır, belki resimlerine alıcılar bulunur umuduyla bekleyip durdu. Bu konuda çeşitli girişimlerde bulunduysa da bir sonuç alamadı.

        Resimlerinden bazıları:

        NESRİN EVCİLİOĞLU AVCI (1956 – )

      Aslen Yozgatlı  olup  1956’da  Ankara’da  doğdu.  Öğrenim  yaşamı  Ankara’da  geçti. 1973’te Ankara Cumhuriyet Lisesinden mezun oldu. 1975’te Kara Kuvvetleri Komutanlığında sivil memur olarak göreve başladı. Bu arada Açık Öğretim Fakültesi Ev Ekonomisi Bölümünü bitirdi.

     1999’da  emekli  oldu.  Resim  çalışmalarına  ağırlık   verişi   bu   dönemde   gerçekleşti. Genelde doğa konulu yağlı boya tablolar yaptı. Resim yapmayı amatör düzeyde ve bir hobi olarak sürdürdü. Resim çalışmalarının yanı sıra müzik, seramik, ahşap boyama gibi kişisel gelişim etkinliklerinde bulundu. Birtakım sosyal yardım derneklerinde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı.

      Evli  ve  bir  çocuk  annesi  olan  Nesrin  Evcilioğlu  Avcı  Ankara’da  yaşamını sürdürmektedir.

        Resimlerinden bazıları:

        NEVZAT ERBORA (1958 – 2024 )

Nevzat Erbora

      Eğitimci   ve   ressam.   9  Temmuz 1958’de  Yozgat’ta doğdu.  İlk  ve  ortaokulu Ankara’da okudu. Kuleli Askeri Lisesine girdi, ancak 2. sınıftan ayrıldı. Ankara Mustafa Kemal Lisesini bitirdi. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümünden mezun oldu.

      Yurdun   çeşitli   yerlerinde   çalıştıktan   sonra   Antalya’ya   yerleşti.   Kendini   resim sanatına verdi ve bu alanda başarılı çalışmalar yaptı. Birbirinden ilginç tablolarını Antalya’da art arda açtığı sergilerle sanatseverlerle buluşturdu.

       Genellikle  soyut  tarzda  resimler  yapan  sanatçı,  ilk resim sergisini 10-23 Nisan 2012 tarihlerinde Antalya Müzesinde Aydın Kanza Sanat Galerisi’nde açtı. “Maskeliler-Maskesizler” adıyla açtığı bu sergi sanatseverlerin beğenisini kazandı. 10-19 Eylül 2012’de “Çocuk Gözlemlerim” adıyla Muratpaşa Belediyesi Fuaye Salonu’nda, 10-17 Şubat 2013’te Muratpaşa Belediyesi Sergi Salonu’nda, 13.03.2013’te de Sağlık Bakanlığı Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde resimlerini sergilemeyi sürdürdü.

        7 Nisan 2024’te Antalya’da yaşamını yitirdi.

        Resimlerinden bazıları:

          SALİH GEÇİMLİ (1963 – )

       1963’te   Yozgat’ın    Akdağmadeni    ilçesinde    doğdu.   İlk   ve  orta öğrenimini Yozgat’ta tamamladı.

        1983’te  İstanbul’da   Hakan   Alpay’la  Karate-Do  çalışmalarına  başladı.  Aynı  yıl Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Bölümüne girdi. 1985’te Üniversitenin Karate takımını kurdu, antrenörlüğünü yaptı ve bireysel gösterilerde bulundu.

       1985’te  düzenlenen Gençlik Yılı Sergisi’ne yaptığı ilk yağlı boya tablosuyla katıldı, sertifika aldı. Bu arada üniversitenin Türk sanat müziği korosunda koristlik yaptı.

        1987’de mezun olmadan önce ilk kişisel sergisini açtı.

        1989’de  Erzincan  merkezde  öğretmenliğe  başladı.  İki  yıl  sonra, mezun olduğu üniversitede yüksek lisans programına başladı.

       1991’de,  yaptığı  ilk  ağaç baskı çalışması ile 52. Devlet Resim Heykel Sergisi’ne katıldı.

       Askerlik   hizmetini   tamamladıktan   sonra   1995’te   yüksek   lisans   programını tamamladı. Bir yıl sonra kendi isteği ile memleketine atandı.

      1996’da    karate    sporunda   aday   hakemliğe,    iki    yıl    sonra   da  bö lge  hakemliğine yükseldi.

        Memleketinde  1997’de   ikinci   kişisel  resim  sergisini,  1999’da  da  hat,  tezhip  ve minyatürlerden oluşan üçüncü kişisel sergisini açtı.

         Girdiği  sınavı  kazanarak  Yozgat-Akdağmadeni  75.  Yıl   Millî   Piyango   Anadolu Lisesinde öğretmenlik görevini sürdürdü. 2001-2003 yılları arasında aynı okulda yöneticilik ve resim öğretmenliği yaptı. Daha sonra kendi isteği ile Konya-Lâdik Çok Programlı Lise’ye atandı.

       2004’te  girdiği  sınavı  kazanarak  Konya  Çimento  Güzel  Sanatlar  ve  Spor Lisesi’nde göreve başladı.  

        2006  yılı  mart  ayında  “Plâstik Sanatlar Eğitiminde İnsan Anatomisi” adlı yapıtı yayımlandı. Bir öykü kitabının resimlemesini yaptı. Aynı yıl söz ve müziği kendine ait “Unutamıyorum” adlı besteyi yaptı ve onaylattı. Bu arada çok sayıda karma sergiye katıldı.

         2007  yılı  Ocak  ayında  kuruculuğunu  yaptığı Konya Güzel Sanatlar Derneğinde yönetim kurulu üyeliğini, dernek korosunda ise solistlik ve koristlik görevini yürüttü.

       2009 yılı Ekim ayında Konya’da portrelerinden ve exlibris çalışmalarından oluşan dördüncü, 2010 yılı Şubat ayında da Samsun’da Resim ve exlibris çalışmalarından oluşan beşinci kişisel  sergisini açtı. Aynı yıl İstanbul’da düzenlenen 3. Uluslararası Exlibris Yarışması’ndan katılım aldı.

        Konya Gazeteciler Cemiyeti üyesi olan Salih Geçimli, hâlen Konya Çimento Güzel Sanatlar ve Spor Lisesinde uzman öğretmen ve bölüm başkanı olarak görev yapmaktadır.

***

       Salih  Geçimli’nin  çok  sayıda  ve  birbirinden  güzel çalışmaları,  birkaç  alt başlık altında aşağıda sunulmuştur.

        Portre resimlerinden bazıları:

 

        Doğa resimlerinden bazıları 1   

         Doğa resimlerinden bazıları 2

        Karma resimlerinden bazıları:

        SELMA BORA (1957 – )

        Ressam. 1 Mart 1957’de Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Akdağmadeni’nde yaptı.

         Akdağmadeni   Lisesinde   öğrenciyken,    sonradan   ünlü   bir    ressam    olan   Resim Öğretmeni Sabri Akça’nın dikkatini çekti. Öğrencisi Selma Bora’nın kara kalemindeki çizgiler ve fırçasındaki yağlıboya izlerinin derinliğiydi Sabri Akçay’ı etkileyen.

Sabri Akça, “Kızım. Senin çizgilerin çok anlamlı, fırçandan akan boyanın tonları çok farklı; resim yapma tarzın da oldukça değişik. Sakın fırçanı elinden bırakma.” diyerek Selma Bora’ya bir hedef gösterir.

         Selma  Bora,  evlililiği  ve  çocuk  sahibi  olması  nedeniyle  30  yıl  fırçasını  eline almadı. Sonraları resim öğretmeninin sözlerini anımsayarak yeniden fırçasını eline aldı ve resim yapmaya başladı. Resim yapmasının yanı sıra ahşap ve seramik hediyelik ürünlere de fırçasıyla can verdi.

        Selma Bora, yağlı boya dekoratif resimleri yanında noktalama resimler de yaptı. Yağlıboyadan ve suluboyadan çok daha zor olan, kimi zaman bir tablo için 4-5 ay çalışma gerektiren, bu nedenle çoğu ressamca uygulanmayan noktalama resimler çizdi. Bunda da çok başarılı oldu.

        2008-2018 yılları arasında 30 resim sergisi gerçekleştirdi. Bunlardan bazıları şunlardır:

         Ankara Barosu Eğitim Merkezi (ABEM) Sanat Galerisi Karma Resim Sergisi-2010,

         Ulucanlar Cezaevi Müzesi Sanat Sokağı Karma Resim Sergisi-2012,

         Esenboğa Havalimanı TAV Sergi Salonu Resim Sergisi-2015,

         Hamamönü Kültür Merkezi 100. Yılında Çanakkale Destanı Resim Sergisi-2015,

         Millî Kütüphane Sergi Salonu Resim Sergisi-2015,

         Esenboğa Havalimanı TAV Sergi Salonu Resim Sergisi-2016,

       Ulucanlar  Sanat   Sokağı  Sanat  Galerisi  Hacettepe  Üniversitesi   Öğrencileri  Karma Resim Sergisi-2016, 2017.

         Evli ve iki çocuk annesi olan Selma Bora yaşamını Ankara’da sürdürmektedir.

         Resimlerinden bazıları:

 

        ŞÜKRÜ ERDİREN (1914 – 1991)

      1914’te  Yozgat’ta  doğdu.  İlk  ve  ortaöğreniminden  sonra  yüksek  öğrenimini  Harp Okulunda tamamlayarak 1935’te mezun oldu. Orduda çeşitli hizmetlerde bulundu ve 1960’ta kendi isteğiyle albaylıktan emekliye ayrıldı.

        Okul  sıralarında  ünlü   ressam  Sami  Yetik’in  öğrencisi   olarak   ondan   zsanat  eğitimi aldı. Daha o dönemlerde gücünü ortaya koydu ve hocası tarafından okulun atölye şefliğine getirildi.

      1950’de  Gazi  Eğitim  Enstitüsü Resim-İş Bölümüne girerek resim öğretmenliği diploması aldı.

        Amerika’da  bulunduğu  yıllarda  sanatını  burada  da  kabul ettirdi.. Birçok  karma sergiye katıldı.  Özel sergiler de açtı. 1954’te davet edildiği “Magyar Grubu Sergisi”nde “Yeşil ve Kırmızı” adlı yağlı boya portresiyle birincilik ödülü aldı. Aynı yıl Amerika’da üç kişisel sergi açtı. “İstirahat” adlı yağlı boya portre çalışması, Washington Smithsonian Müzesi’nde seçkin yapıt olarak üç ay sergilendi.

     Sanatçı, Türkiye’deki  ilk etkinliğini 1967 Ankara Sergisi’ni açarak gerçekleştirdi. Empresyonizmi ve realizmi birleştiren yapıtlarıyla övgü topladı.  İkinci kişisel sergisini ise 1981’de   İstanbul’da Parmakkapı İş-Sanat Galerisi’nde açtı. Bu arada aynı yıl, “Şükrü Erdiren resim Sanatı” adıyla bir de kitap yayımladı.

       Resimleri  yurt  içi  ve  yurt dışı olmak üzere birçok özel koleksiyon ve müzede yer alan Şükrü Erdiren, 1991’de Şile’de yaşamını yitirerek aramızdan ayrıldı. 

        Resimlerinden bazıları:

 

        Kaynaklar:

        1. Şükrü Erdiren Hayatı ve Eserleri (1914 – 1991) – İstanbul Sanat Evi (istanbulsanatevi.com)

        2. Şükrü ERDİREN – Sanatçı Detayı – Turkish Paintings

        3. Türk Ressamlar Dizisi: Şükrü Erdiren – Sanatla Art

        4. Kendisi de bir ressam olan torunu Elçi Şükrü Erdiren

       

        OYA  AVCI ÇANGA (1963 – )

       1963’te Yozgat’ta doğdu. Çocukluğunun bir bölümü Yozgat’ta geçti. Öğretmen olan babasının atanması dolayısıyla ailesiyle Ankara’ya taşındı. Ankara Yıldırım Beyazıt ilkokulunda okudu. Ankara Atıfbey ortaokulundan mezun oldu. 1981’de Hacettepe Meslek Lisesi Radyoloji Bölümünü bitirerek  Gülhane Askerî Hastanesinde işe başladı.

     Anadolu  Üniversitesi  İktisat  Fakültesini,  1995’te de  2  yıllık   ön  lisansını tamamlayarak Anadolu Üniversitesi Radyoloji Bölümünü bitirdi. Daha sonraları Çanakkale Deniz Hastanesine atandı ve oradan emekli oldu. Emekli olduktan sonra İstanbul’da özel bir diş kliniğinde iki yıl daha çalıştı.

       Kendi  anlatımına  göre  resme  tutkusu küçük yaşlarda  başladı.  Anılarında  kalan kareleri kalıcı kılma isteği onu resim yapmaya yöneltti. Duyguları sözcüklerle değil, resimlerle anlatmak onu inanılmaz mutlu kıldı.

      Genellikle  doğa  ağırlıklı  resimler  yaptı,  zaman  zaman  portre  ve  namürmort çalışmalarına da yer verdi. Tüm resimlerini yaşama bakışını  simgeleyen canlı renklerle bezedi. Gerçekçi yapıya dayanan resimlerine bu renklerle farklı bir can ve kimlik kazandırdı.

       Evli ve iki çocuk annesi olan Oya Avcı Çanga; zaman zaman İstanbul’da, zaman zaman da doğa sevgisinin çekici gücüyle Fethiye’de oturmaktadır.

        Resimleri: