SOSYAL MEDYADAN DERLENEN FIKRALAR
ALEN DE, ALENEK (*)
Dolmuşta bir bayan,
―Şoför bey, uygun bir yerde inebilir miyim, demiş.
Şoför yanıt vermiş:
― Ne yalvarıyon abla? Alen de alenek.
(*) alenmek: Durmak
BİZ YOZGATLIYIH
Öğretmen sınıfta sınav yapıyormuş. Çocuğun birine sormuş:
―Oğlum, senin niye silgin yok?
Çocuk yanıt vermiş:
―Hocam, biz Yozgatlıyıh. Bizde yanlış olmaz.
EKMAANEN YE, EKMAANEN
Yozgat’ta bir gün bir kadın yanına çocuğunu da alarak tarlaya çalışmaya gitmiş. Bir zaman sonra çocuk acıkmış. Annesi ona karnını doyurması için süt ile ekmek vermiş. Çocuk bunları yerken sütün kokusuna bir yılan gelmiş. Çocuk, yılanı fark etmiş; ama sesini çıkarmayıp onu izlemiş. Yılan süte uzanıp içmeye başlamış. Bunu gören çocuk öfkelenip elindeki kaşıkla yılanın kafasına vurarak,
— Ekmaanen ye, ekmaanen, demiş.
G HARFİYLE BAŞLAYAN ÜÇ HAYVAN ADI
Komutan bir gün askerlere bir soru sormuş:
―Bana “g” harfiyle başlayan üç hayvan adı söyleyin.
Askerlerden biri,
―Geyik, demiş.
Bir diğeri,
―Goril, demiş.
Üçüncüyü bir türlü bulamamışlar. Orada bulunan Yozgatlı bir asker çıkıp demiş ki:
― Bundan kolay ne var komutanım? Hemen üçünü birden sayayım: gurt, goyun, geçi.
NAMAZI KILINMIŞ, ORUCU TUTULMUŞ
Mustafa Onbaşı; bön, 80’lik bir ihtiyar. Namazını kılıp orucunu tutmaz. Bundan rahatsızlık duyan köylüler, misafir olarak bulunan Paşaköy’lü Hafız Yakup Efendi’ye, “Köyümüzde bir ayağı ahrette, bir ayağı dünyada 80’lik Mustafa onbaşı isminde bir ihtiyar var. Alnı daha secdeye gelmedi, namazını kılıp orucunu tutmaz. Bir nasihatta bulunsanız da namazını kılsa orucunu tutsa.” derler.
Mustafa Onbaşı odaya gelince hoş beşten sonra Yakup Efendi onu okşayarak konuya girmek için askerlik hatırasını anlatmasını ister.
Mustafa Onbaşı 93 Harbi hatıralarını anlatırken sıra bir süngü muharebesine gelince birden bire, o günkü duyduğu heyecanla maşayı kaptığı gibi hayali düşmana, “Allah!” der, saplar; “Allah” der, saplar. Saçlar dikelmiş, ağzı köpükle yığılmış kendinden geçkin bir vaziyette yerine oturunca durumu heyecanla izleyen Yakup Efendi, cemaate dönüp der ki: “Ey cemaatimüslümin! Mustafa Onbaşı’nın üzerine varmayın. Onun namazı da kılınmış, orucu da tutulmuş.
Alıntı: Yılmaz Göksoy
SORUYA SORUYLA KARŞILIK VERMEK
Yozgatlıya sormuşlar:
―Siz niye soruya soruyla karşılık veriyorsunuz?
Yozgatlı yanıtlamış:
―Nöracaan?.. (*)
(*) nöracaan: Ne yapacaksın.
TEPKİ
Bir Bahadınlı, Salur Köyü’ne giderken yolda dilekte bulunur:
—Tanrı’m ürünüm bol olsun, çocuklarımın rızkı bol olsun!
Bu arada Bahadınlı, apansız tökezleyip yüzüstü yere uzanır. Kalkar, etrafına bakınır, kimse yok. Tepkisini dile getirir:
— Behey Tanrı, vermeyeceksin vermemeye de, itekleme bari!..
Kaynak: Bektaş Tosun
YOZGATLININ SOĞUK HAVA DEĞERLENDİRMESİ
Yozgatlıya demişler ki:
― Soğuk havayla ilgili bir değerlendirme yapar mısınız?
Yozgatlı,
― Tabii, demiş: -10 Hava soğuk. -20: İyi soğuk. -30: Anöö, anayın babayın aşını içiyim; bu naadder (*) soğuk la?..
(*) neadder: Ne kadar.